İngiltere’nin ardından İsveç’ten de Ukrayna’ya ‘barış gücü’ sinyali

İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın Rusya ile savaşın dört yıla yaklaşığı Ukrayna’ya barış gücü olarak İngiltere askerlerinin gönderilebileceğine işaret etmesinin ardından İsveç’ten de benzer bir açıklama geldi. Başbakan Ulf Kristersson, bugün yaptığı açıklamada, İsveç’in de savaş sonrası barışı koruma güçlerine katkıda bulunmayı değerlendireceğini, böyle bir karar alınmadan önce müzakerelerde ilerleme olması gerektiğini söyledi.

İsveç Başbakanı Kristersson, ülkesinin de Ukrayna’daki olası bir barış gücüne katkıda bulunmak isteyip istemeyeceğine dair Reuters haber ajansının sorusuna verdiği yanıtta, “Bu görüşmelerde yer alacağız ve bu kesinlikle bir olasılık” ifadelerini kullandı. Söz konusu güçler için ‘açık bir yetki’ olması gerektiğini vurgulayan Kristersson, “Bence bu müzakerelerde ilerleme sağlayana kadar bunu göremeyeceğiz. Ancak, İsveç olarak biz dünyanın kendi tarafımızda güvenliği güçlendirmenin bir parçasıyızdır. Dolayısıyla, bunun da bir parçası olacağımızı öngörüyorum” dedi. İsveç Dışişleri Bakanı Maria Malmer Stenergard da İsveç kamu yayıncısı İsveç Radyosu’na yaptığı açıklamada, önce uluslararası hukuka saygı duyan, adil ve sürdürülebilir bir barışın organize edilmesi gerektiğini söyledi. Stenergard, “Böyle bir barış tesis edildiğinde, onun sürdürüldüğünden emin olmamız gerekiyor. O zaman hükümetimiz hiçbir şeyi dışlayamaz” değerlendirmesinde bulundu.

İNGİLTERE DE ‘HAZIR VE İSTEKLİ’

İngiltere Başbakanı Keir Starmer da bu açıklamanın öncesinde, Ukrayna’da bir barış anlaşmasını uygulamak üzere İngiliz askerlerini bu ülkeye göndermeye ‘hazır ve istekli’ olduklarını bildirdi. Starmer, Fransa’da düzenlenecek Ukrayna konulu acil toplantı öncesi İngiliz The Telegraph gazetesine yazdığı makalede, ilk kez açık şekilde İngiliz barış gücü askerlerini Ukrayna’ya konuşlandırmayı düşündüğünü dile getirdi.

Başbakan ve İşçi Partisi lideri Starmer, ülkesinin Ukrayna barış sürecinde Avrupa ile ABD arasında ‘benzersiz köprü’ rolü oynayabileceğinin altını çizerek, şu ifadeleri kullandı: “İngiltere, Ukrayna için güvenlik garantileri sağlama çalışmalarında öncü rol oynamaya hazır. Bu, Ukrayna ordusuna verilen desteğin artırılmasını içeriyor. İngiltere, 2030’a kadar her yıl 3 milyar sterlinlik askeri yardım taahhüdünde bulundu. Ancak bu, gerekirse kendi askerlerimizi sahaya sürmeye hazır ve istekli olmamız anlamına da geliyor. Bunu hafife almıyorum. İngiliz askerlerini tehlikeye atma sorumluluğunu derinden hissediyorum.”

Keir Starmer, Ukrayna’nın güvenliğinin sağlanmasının, Avrupa’nın ve İngiltere’nin güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu vurgulayarak, “Savaş sona erdiğinde, bu yalnızca Putin’in tekrar saldırması için geçici duraklama olmamalı” değerlendirmesinde bulundu. Önümüzdeki kritik günlerin Avrupa kıtasının gelecekteki güvenliğini belirleyeceğini kaydeden Starmer, Paris’teki toplantıda da ‘barışın ancak güçle sağlanabileceğini, ancak zayıflığın da savaşa yol açabileceğini’ dile getireceğini aktardı.

STARMER: BARIŞ, HER BEDEN KARŞILIĞINDA SAĞLANAMAZ

Keir Starmer, Kiev’in görüşmelerden dışlanmasının ‘kabul edilemez’ olduğunu belirterek, bu durumu, ABD’nin Afgan hükümetini devre dışı bırakarak Taliban ile müzakere yapmasına benzetti. İngiltere Başbakanı Starmer, “Barış, her bedel karşılığında sağlanamaz. Ukrayna müzakerelerde masada olmalı. Aksi takdirde Putin’in Ukrayna’yı gerçek devlet olarak görmediği yönündeki pozisyonunu kabul etmiş oluruz” ifadesine yer verdi.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşmesinin ‘çok yakında’ olabileceğini kaydederek, Rusya-Ukrayna savaşını durdurmak istediklerini vurgulamıştı. Trump, 12 Şubat’ta hem Putin hem de Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile ayrı ayrı telefon görüşmeleri gerçekleştirmiş, Amerikan ve Rus heyetlerinin Suudi Arabistan’da görüşeceklerini söylemişti. CNN’e açıklama yapan, adı açıklanmayan iki ABD’li yetkili, Rus yetkililerle görüşmek üzere ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un hazırlandığını aktarmıştı. Kremlin de bugün yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’da yarın yapılacak görüşmeye Dışişleri Bakanı ve Putin’in Dış Politika Danışmanı’nın katılacağını doğruladı.

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)